Haziranın serin sıcaklığından, güneşin en çok ısıttığı günlere geçiş ayı…
Sabahın ilk saatlerinde sıcaktan uyuyamayıp kalkmayı, en
yakın yeşilliğe veya bir maviliğe kendimi bırakıp sıcak iyice bastırmadan eve
kaçmayı çok sevdiğim güzel ay. Güneşin doğuşu ve batışı enfes bir güzelliğe
bürünür Temmuz’da. Güneşin batışıyla birlikte sıcak yaz akşamlarının
vazgeçilmezi bol kahkahalı çokça muhabbetli balkon gecelerine geçiş yapılır. İşte
bu ayı sevmemin en güzel sebeplerindendir bu geceler. Tüm dertlerin bir kenara
bırakıldığı, sanki gece hiç bitmeyecekmiş gibi kelimelerin dudaklardan çıkmak
için can attığı saatler.
İşte bu ayda; şehrin sıcaklığında bunalıp, denizin
serinliğine kendimizi bırakmak için gün sayacağız. Bavulu toplarken önceliği
her zaman ki gibi kitaplara bırakıp belki hiç çıkarmayacağımız kıyafetlerle
dolduracağız. Gittiğimiz yerde denize girmekle gezmek arasında kalıp oyumuzu
büyük ihtimalle denizden yana kullanacağız. Ve sonra zamanın nasıl geçtiğini anlayamayıp
gerçekliğe geri döneceğiz.
Bu ay neler yapalım?
Bence önce sevelim. Maviyi, yeşili, kuşları, balıkları, insanları,
hayatı sevelim. Sonra bolca sevdiğimiz güzel insanlarla yarın yokmuş gibi
sohbet edelim. Gülelim, eğlenelim. Kitapların dünyasına girmekten de asla
vazgeçmeyelim.
Seven, gülen herkese MERHABA…